Bugünkü faiz oranı kararının ardından analistler, Fed'in potansiyel faiz indirimlerinin sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda iletişim açısından da son derece zorlu olacağına inanıyor. Facet'in Yatırım Direktörü Tom Graff, Fed'in karmaşık bir ikilemle karşı karşıya olduğunu söyledi. Graff, yeni uygulanan tarifelerin enflasyonist baskıları artırmasının beklendiğini ve bu nedenle Fed'in ideal olarak enflasyonun zirveye ulaşmasını beklemesi gerektiğini belirtti. Ancak, buna rağmen faiz oranlarını düşürme baskısının arttığını kaydetti. Graff'a göre, Beyaz Saray'dan gelen dış baskı olmasa bile, işgücü piyasasındaki son zayıflama Fed için yeterince endişe verici. Bu durumun, Christopher Waller ve Michelle Bowman'ın faiz oranlarını sabit tutmaya karşı oy kullanmasının ve son toplantıda faiz indirimi yapılmasını desteklemesinin ana nedeni olabileceğini söyledi. Graff, bu gelişmenin Fed'in Eylül ayında faiz oranlarını düşürmeye başlamasının önünü açabileceğini ve yılın ilerleyen dönemlerinde bir veya iki indirim daha yapılmasının muhtemel olduğunu belirtti. Ancak, potansiyel fiyat artışları devam ederken, önerilen faiz indirimini kamuoyuna ve piyasalara nasıl açıklayacaklarının en büyük zorluk olduğunu vurguladı. Graff, Donald Trump'ın faiz indirimi için sürekli baskısının iletişim sürecini daha da karmaşıklaştırdığını ve Fed Başkanı Jerome Powell'ın bu koşullar altında yapacağı herhangi bir faiz indiriminin "Trump'a boyun eğmek" olarak algılanabileceğini belirtti. Ayrıca, işgücü piyasasında daha derin bir bozulmanın resesyon olasılığını artıracağını ve bu durumda Powell'ın artık beklemeye tahammülü kalmayacağını yorumladı. *Bu bir yatırım tavsiyesi değildir.